Turkuaz (Firuze)

TURKUAZ

(FİRUZE)

 

 

 

 

 

Rengi gök mavisinden koyu yeşile kadar değişen taşa Türk taşı ismini Haçlı seferleri sırasında Fransızlar vermiştir.

 

En kalitelisi, içinde damar veya çizgi görünmeyen berrak gök mavisi renklisidir. Ancak altın renkli birkaç nokta, taşa güzellik katar.

 

Bazen mavi renklisi Turkuvaz, yeşilimsi renklisi ise Firuze (Piruze) diye de adlandırılmıştır.

 

 

 

 

 

Mavi rengi bünyesindeki bakır, yeşil rengi ise demir veya krom verir.

 

Mat bir ışıltısı vardır. Bu nedenle kendisine gök yıldızı da denilmektedir.

 

Doğada böbrek benzeri yumrular halinde bulunmaktadır.

 

Kullanımının başlangıcı dört bin yıl öncesine kadar gitmektedir.

 

 

 


 

Turkuvazın bünyesinde su bulunmaktadır. Bu nedenle bozuma uğramaması için güneş ışığından ve sıcaktan korunması gerekir.

 

Ayrıca güzelliğini ve yapısını korumak için çam reçinesiyle kaplanmaktadır ki bu da onun yapısına müdahale sayılır. Zira yararı, büyük ihtimalle su ve havayı (aynı zamanda enerjiyi) geçiren gözenekli niteliğindedir.

 

Fazla kuruduğunda bünyesindeki suyun azalması oranında rengi yeşile dönecektir.

 

 

 

 

 

Gözeneklidir. Bu nedenle içindeki suyu dışarı atması veya temas ettiği su veya kimyasal sıvıyı emmesi mümkündür.  Bu özelliği yüzünden renk değiştirebilirler. Özellikle yaz güneşinden, sıcak sudan ve kimyasallardan korunmalıdır.

 

Bu nedenle yanlış bir inanışla eski çağlarda sadakatin ölçüm aracı olarak da kullanılmış, kadınlara takı olarak verilmiş, renk değiştirirse kadının ihanet ettiğine inanılmıştır.

 

Yine renk değiştirmesi nedeniyle eski uygarlıklarda, içinde birçok esrarengiz gücün saklı olduğuna inanılmış, önemli tılsımlardan biri olarak kabul edilmiştir. Aztekler ve Kızılderililer tanrısal taş olarak bilmiş, üzerinde taşıyan varlığın kemiklerinin kırılmayacağına inanıldığı için, savaşçılar kendilerinin ve atlarının üzerinden ayırmamıştır. (Bu inanış, kemikleri güçlendirmesi gerçeğinden kaynaklanmış olabilir)

 

Hintliler ise hedefe gönderilen ok, top güllesi gibi silahlara Turkuvaz eklenirse, mutlaka hedefe isabet edeceğine, ayrıca takana mutlaka mutluluk ve rahatlık getireceğine inanırlar.

 

 

 

 

 

Turkuvaz diye satılan her taş Turkuvaz değildir.

 

Hovlit taşı laboratuvar ortamında boyanarak Turkuvaz diye satışa sunulmaktadır.

 

Bazen de doğal Turkuvazda bulunan altınımsı veya tebeşirimsi görüntüler boya ile yapay olarak gerçekleştirilir ve bunu örtmek için de taşın üzeri mum veya yağla kaplanır. Böyle bir işlemin yapılıp yapılmadığı bıçak kenarıyla anlaşılabilir. Taş yüzeyi yumuşaksa ve altınımsı veya tebeşirimsi görüntüler kolaylıkla kazınabiliyorsa boya ile Turkuvaza dönüştürülmüş Hovlit olduğu anlaşılacaktır.

 

Turkuvazın belirgin özelliklerinden biri üzerinde beyazımsı çatlakların veya altın renkli lekelerin bulunmasıdır. Ancak Hovlit taşı boyanarak oluşturulan sahte Turkuvazda çok sayıda çatlak ve kırık vardır. Zira mavi boyanın taşa çok çabuk işlemesi için çatlak oluşturulması gerekmektedir.


 

Turkuvazın Krizokol taşıyla karıştırılması da mümkündür. Zira renkleri birbirine benzer. Farkı ise, Turkuvaz tek renkten oluştuğu halde, Krizokolde farklı renklerde benekler bulunur.

 

Turkuvaz oldukça narin ve yumuşak dokunumludur. Deriyi tırmalayan (pürüzlü) ve keskin (aşırı sert) dokunumlu olanlardan uzak durulmalıdır.

 

Hazreti Harun Aleyhisselamın elbisesindeki 12 taştan biridir.

 

 

 

 

 

Kimyasal Formülü Cu (Al,Fe3+)6 [(OH)4 I (PO4)2]2.4H2O olmakla birlikte bünyesinde eser miktarda Ag, Cr, Ca mineralleri de bulunmaktadır.

 

DENGE, İLETİŞİM, VEFALI DOSTLUKLAR sembolüdür ve kullananın bu özelliklere sahip olmasına yardım eder.

 

BOĞA, BAŞAK, AKREP, YAY, OĞLAK, KOVA, BALIK burcu insanlarında daha etkilidir.

 

 

 

 

 

YARARLARINDAN BİR KISMI:

 

  • Kemiklerin sağlıklı kalmasını sağlar, kemik erimesinin önlenmesinde yararlıdır.
  • Migreni (yarım baş ağrısını) hafifletir.
  • Öksürüğü azaltır.
  • Hücreleri yenileyerek bedeni güçlendirir, yaşlanmayı geciktirir.
  • Cinsel sorunların ortadan kalkmasına yardımcı olur.
  • Taşıyana cazibe verir, dişil nitelikleri artırır.
  • Öngörü (geleceği görme yetisi) sağlar.
  • İlk bakış kendisine yöneleceğinden, kişiyi nazardan (göz değmesinden) korur.
  • Besinlerin hücrelerce emilimini düzenler.
  • Zehirlenmelere karşı koruyucu etkisi vardır.
  • Huzur duygusu (sakinlik, duygusal denge, ahenk) sağlar.
  • Kan dolaşım sistemini sağlıklı tutar.